9 Eylül 2018 Pazar

RİZE

RİZE

Karadeniz'deki en önemli duraklardan biri Rize. Rize bir çok turistik yere sahip. 2 günlük rize turumuzdan sonra yazmaya başlıyorum. İyi okumalar.

KONAKLAMA




Rize'de 2 gece konakladık. İlk gece Minerva Hotel Pazar. Ayder Yaylası'na 31 km Rize Merkez'e 36 km uzaklıkta olan bu otel 22 m²'lik odalara sahip. Yeme-içme olarak da bir çok çeşite sahip. Ve birçok olanağı var.




2. gece ise Sahil Otel'de konakladık. Ama bu otelin Minerva'nın yanında biraz eksikleri var. Kaldığımız gece otelde bizi canlı müzik karşıladı. Tulumla söylenen şarkılar,türküler ve en son öğretilen horon bizim bu otelden memnun kalmamızı sağladı.Konum olarak da Rize Çayeli'de.                                                                                                                                                                                                                                                                                                             

GEZİLECEK YERLER           






ZİLKALE; Çamlıhemşin ilçesinin 12 km güneyinde bulunan Zilkale, dağların arasında, Fırtına deresinden 100 m yükseklikte (deniz seviyesinden 750 metre) konumu ve çok iyi korunmuş durumu ile büyüleyici güzellikte bir yapı. Zilkale biraz dağlık bir yer olduğu için ulaşım biraz zor. Ekstra turlara katılıp minibüslerle çıkmak mümkün. Zilkale giriş ücreti 2.5 TL çocuklar için ücretsiz. Zilkale'ye çıkarsanız Zilkale'nin meşhur sütlaçını yemenizi tavsiye ederim.






AYDER YAYLASI;
 Rize'de en çok beğendiğimiz muhteşem doğasıyla tekrar gitmek istediğimiz bir yer. Ayder yaylası'nın o cazibeli doğasında zipline yapılacak bir çok yer var. Zipline yapmanızı tavsiye ederim. Ayder yaylasında aynı zamanda alışveriş yapacağınız birçok dükkan mevcut. 






ŞENYUVA KÖPRÜSÜ; 40 metre uzunluğunda ve 20 metre yüksekliğindeki köprünün kemer kısmı düzgün kesme taş ayakları ise moloz taş olarak inşa edilmiştir. Çamlıhemşine'e 7 km mesafede yer alan köprünün girişindeki tabelada yapım tarihi 1696 olarak belirtiliyor. 
Blogumu okuduğunuz için teşekkür ederim şikayet ve tavsiyeleriniz için yorum yapabilir ya da instagramdan ulaşabilirsiniz. https://www.instagram.com/emineberray/

24 Ağustos 2018 Cuma

AMASYA

AMASYA

Amasya tarihte önemli bir şehzade şehridir. Tüm şehzadelerin burada eğitim aldıkları söyleniyor.Bunun da etkisi var ki tarihi zengin bir şehir. Öncelikle Amasya Ferhat Ve Şirin Aşıklar Müzesiyle başlıyoruz.

Efsaneye göre Ferhat meşhur bir nakkaştır. Sultan Mehmene Banu, kız kardeşi  Şirin için yaptırdığı  köşkün süsleme işini  Ferhat’a verir.  Ferhat köşkte çalışırken Şirini görür ve birbirlerine sevdalanırlar. Ferhat Sultan’a  haber salarak Şirin’i istetir. Sultan kız kardeşini vermek istemez. Ferhat’ı oyalamak için, Elma Dağı’nı delip şehre su getirmesini şart koşar. Ferhat Şirin’e olan sevdasının verdiği aşkla, dağları delmeye başlar. Mehmene Banu dağı delip, şehre suyu getirmek üzere olan Ferhat’ın yanına yaşlı dadısını göndererek Şirin’in öldüğü haberini ulaştırır. Ferhat bu acı haber üzerine elinde tuttuğu külüngü havaya atar. Düşen külünk Ferhat’ın başına isabet eder ve Ferhat ölür. Ferhat’ın acı haberini alan Şirin, korku ve heyecanla olayın geçtiği kayalığa gelir. Ferhat’ın öldüğünü görünce bu acıya dayanamaz ve kayalıklardan yuvarlanarak, orada can verir. Her iki sevgiliyi can verdikleri kayalıklarda yan yana gömerler.

Derler ki; her bahar iki mezar üzerinde, biri kırmızı biri beyaz iki gül bitermiş. Bu iki gül tam birbirine kavuşmak üzere iken mezarların ortasında bir karaçalı çıkar, iki gülün kavuşmalarını engellermiş.
Ferhat İle Şirin Aşıklar Müzesi giriş ücreti ise yetişkin 5 TL öğrenci 2 TL.

Bir sonraki durağımız Amasya Arkeoloji Müzesi. 22 Mart 1977 yılında yeni yapılan bugünkü modern binasına taşınmış; daha sonra yeniden düzenlenmiş ve tüm eserler kronolojik sıraya göre teşhir edilerek 1980'de hizmete açılmıştır. 11 ayrı medeniyete ait arkeolojik, etnografik, sikke, mühür, el yazması ve mumya olmak üzere yaklaşık yirmidörtbin civarında eseri ile bölgenin en modern ve en zengin müzesi olarak, ülkemiz kültür ve turizmine hizmet etmektedir. Bu müzede neler mi bulunuyor; amphoralar, lahitler, heykeller, ahşap eserler, mumyalar, mil taşları, Roma kitabesi, açık hava teşhiri, sancaklar el yazması Kur'an-ı Kerim'ler, şifa tasları, buhardanlıklar, muskalar, lambalar, saatler vb.
Minyatür Amasya Müzesi'ne geldik. Bu müzenin ayrıcalıklı kılan özelliği mekân ve mimari yapılarının yanı sıra dağlarıyla, akan Yeşil Irmağı ile treniyle, belli noktalarda hareket halindeki figürleri ile gündüzünü izlerken; 2300 yıldız simülasyonu ve şehir aydınlatmaları ile gecesini de yaşayacağınız bütün bir Amasya canlandırılmaya çalışılmıştır. Burayı gezen ziyaretçiler gerek Türkçe gerek İngilizce sunumlarını dinleyebilir, taksimler eşliğinde kentin dokusunu yaşayabilir. Amasya'ya giden herkese en başta bu müzeyi tavsiye ederim çünkü o ışıklarla eşsiz bir görüntü meydana getirmiş.

Ve Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi. Müze İlhanlılar, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde hastaların tedavi edildiği önemli bir mekân olarak, Anadolu insanına hizmet etmiş Ve buradaki tedavinin farkı musiki ile tedavi olması çok ilginç ama o dönemde işe yaramış.


Son durağımız Kral Kaya Mezarlıkları. Bu bölgedeki büyük mezarlardan birinin yanında, nehre kadar uzandığına inanılan bir tünelin başlangıcı bulunmaktadır. Kalker kayalara oyularak yapılan bu mezarlar yapı ve büyüklükleri itibarıyla kente hakim bir noktadadırlar.


Okuduğunuz için teşekkürler tavsiye ya da şikayet için yorum atabilir ya da instagramdan ulaşabilirsiniz.



GÜRCİSTAN

GÜRCİSTAN !

Öncelikle Sarp Sınır Kapısında işlemlerimizi tamamlıyoruz. Ama sınırda inşaat olduğu için Gürcistan'a korkutucu ve in gibi yerlerden geçiyoruz. Ve yurt dışına çıkışımızı yapıyoruz. Gezmeye Piazza Meydanından başlıyoruz.
 Sonra Avrupa Meydanına (European Square) gidiyoruz. Gürcistan Avrupa Birliğine dahil olmak için Avrupa Meydanı çevresine Avrupa'daki meşhur binaların benzerlerini inşa ediyor.Avrupa Birliğine dahil olmasa bile Avrupa'daki çoğu kural orada da geçerli.
 Batum'un ünlü kilisesi St. Nicholas Church 'de Âyin Töreniyle karşılaşıyoruz.onların ibadetlerine saygı için kilisenin içini ziyaret edemiyoruz.
 Bir sonraki durak Ali ve Nino heykellerine gidiyoruz. Ve onların hikayelerini dinliyoruz. Hazar Denizi'nin kıyısında Bakü 'de, Doğu ile Batı iç çe ama karşı karşıya yaşar ve yüzü Doğu'ya dönük olan Ali Han Şirvanşir ile Avrupalı duyarlılığına sahip olan Nino Kipiani okul yıllarında birbirlerine aşık olurlar.
Bu imkânsız aşkı yaşatabilmek, Doğu ile Batı arasındaki sınırı kaldırmak kadar zordur
Bu yüzden Ali atalarının inançlarıyla, Nino’ya olan aşkı arasında bir seçim yapmak zorunda kalır.Liseyi bitirdikten sonra Ali, Nino’ya evlenme teklifi eder. Nino, başlarda tereddüt eder. Ama Ali, ona hareminin bir parçası olmayacağını garanti edince ikna olur.Ali’nin babası, evlilik fikrini destekler ancak Nino’nun babası evliliği ertelemeye çalışır. Nihayetinde evlenirler ama sıkıntılar evlendikten sonra da Ali ve Nino’nun peşini bırakmaz.Sürekli bir kaçma ve kovalamaca ile geçer yaşamları.
Tam mutluyuz dedikleri anda ülkelerinde savaş çıkar, Ali ülkesini savunmak için savaşa gider ve orada ölür. Kızıl Ordu’nun Azerbaycan’a girmesiyle savaş çıkar ve Ali savaşa gider. Binbir güçlükle bir araya gelen aşıkların hikayesi bu mutsuz sonla biter.
İşte Tiflisli heykeltıraş Tamara Kvesitadze, heykelin yapımında bu ölümsüz aşktan ilham almış.

8 metrelik bir erkek ve kadın figüründen oluşan “Aşk Heykeli”, Gürcistan, Batum’da deniz kıyısında yer alıyor.
2007’de yapılan ancak açılışı 2010’da yapılan Ali ile Nino heykeli, motorlu bir mekanizma ile çalışıyor. Son olarak da orada yaşayan bir Türk bir ailenin hediyelik eşya mağazasına uğruyor ve Türkiye'ye geçiş işlemlerine başlıyoruz. Ama Gürcistan'ı tavsiye eder misiniz diye sorsanız pek tavsiye etmem çünkü daha çok kumarhane ve fuhuş yeri.

Okuduğunuz için Teşekkürler. İnstagram dan takip etmeyi unutmayın. Öneri ve Şikayet için yorum yapabilir ya da DM atarak ulaşabilirsiniz.

30 Temmuz 2018 Pazartesi

BODRUM

BODRUMMM!
 Yıl 2016.Aslında hiç hesapta olmayan bir yerdi çünkü asıl planımız İzmir'di. Ama maalesef 6 gün önce bir talihsizlik yaşandı 15 Temmuz. Bu yüzden gideceğimiz otel bir süreliğine kapanmıştı. Ama biz bunu gitmeden bir gün önce öğrendik ve artık çok geçti çünkü valizimizi bile toplamıştık. Sonra tesadüfen Bodrum'a gitme kararı aldık. 10 saatlik otobüs yolculuğunun ardından otele geldik.             

OTEL !
 Otelimizin adı Royal  Panacea Hotel. Aslında güzel bir oteldi ama denize biraz uzaktı "600 metrecik" ama eşsiz bir Gümbet manzarasına sahipti. Karaoke , Türk gecesi gibi etkinliklere sahip.1 tane de kaydıraklı havuza sahip.
                                 ROYAL PANACEA HOTEL BODRUM'DAN BİR FOTOĞRAF
BODRUM MERKEZ
 Bodrum'un merkezinde yer alan Bodrum Kalesi Bodrum manzarasına sahip.Bu kalede aynı zamanda da dünyanın en büyük SUALTI ARKEOLOJİ MÜZESİ yer almakta. Marina , büyük bir çarşı ve aynı zamanda bir çok mağazalara sahip.Zeki Müren'in de burada Halikarnas Balıkçısı'nda yaşayıp öldüğü söyleniliyor.

TEKNE TURU VE KOYLAR
 Bodrum bir çok koya sahip ve bu koyları tekne turlarıyla gezmek mümkün. Saat 10.30 gibi Gümbet Marinadan tekneye bindikten sonra CAMEL BEACH , BAĞLA KOYU , AKVARYUM KOYU vb. koylara gittik. tekne de öğle yemeği olarak tavuk,salata ve makarna vardı.Saat 17.00 gibi turumuz bitti.
                                                CAMEL BEACH'DEN BİR FOTOĞRAF
Okuduğunuz için teşekkürler...